Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tschick / Elveda Berlin - Fatih Akın

 Wolfgang Hernndorf'un Tschick adıyla çıkardığı ünlü romanı Fatih Akın aynı isimle beyaz perdeye uyarladı. Fatih Akın'ın kendi tarzından oldukça uzak bir filmdi. Orjinal hikayeye çoğunlukla sadık kalınmış bir yol filmi. Filmde maddi durumu iyi ama annesinin ve babasının sorunlarından dolayı mutsuz olan Maik ve göçmen bir aile çocuğu olan Tschick'in eski mavi bir Lada ile yolculuğa çıkmasını ve bu yolculukta başlarına gelenler anlatılmaktadır. Maik'ın annesinin alkol sorunu var ve Tschick'in ise yakın kimsesi yok. Bu durumla beraber okullarında ikisi de asosyal olarak görülmeleri birbirlerine daha da yakınlaştırır.  Yol sinemada gelişimin ve değişimin göstergesidir. Yolculuğa çıkan karakterler genellikle bir değişime ya da olgunluğa ulaşırlar. Bu filmde de ana karakterler toplumda asosyal, toplum tarafından dışlanmış diyebileceğimiz bir konumdalar ve bu yolculuğun sonunda kendi kişiliklerine bir başarım katarak dönerler, değişirler. Film hem konusuyla hem de mü
En son yayınlar

Yabancı bir seyahatnameyle Türklere kısa bir bakış - Tournefort Seyahatnamesi

Joseph De Tournefort, Fransız bir doğa bilimci. 1656 yılında doğmuş olan Tournefort, 1699'da Karlofça Antlaşması'ndan sonra Fransız hükümeti tarafından doğu seyahatine botanik araştırmalar için gönderilmiş. Yolculuğunda Tiflis ve Erivan'a kadar ulaşmıştır. Bu yolculukta ona eşlik eden bir hekim ve Claude Aubriet adında bir ressam var. Ressam, doğabilimci Tournefort'un gözlemlerini kayıt altına alabilmek için onunla yolculuğa çıkmış. Doğudaki seyahatinde yazmış olduğu bu kitapta benim odak noktam ise Tournefort'un bugünkü Anadolu ve Ege hakkındaki görüşleri. Kitapta her ne kadar anadolu coğrafyası için ifadeleri yüzeysel kalsa da kendi görüşlerini de yansıtan bir çok yorum barındırmakta. Bundan dolayı Türkler, Rumlar, Yunanlar hakkındaki genellemeleri, fikirleri bir hayli ilginç olabiliyor yer yer. Bu ilginç yorumların sebebi ve ilk örneği de daha birinci mektupta karşımıza çıkıyor;  " Bu mektuplara, ele alınacak konuları tatlandıracak bazı genel bilgiler k

My Father's Paradise / Babamın Cenneti

Orijinal ismi "My Father's Paradise" olan bu kitap aramice dili üzerine uzman olan bir adamın yaşam hikayesini içeriyor. Bu kitabı yazan da bu kitabın esas kahramanının oğlu ariel sabar'a ait. Kitap bildiğimiz Yahudi tarihi dışında unutulmuş bir yahudi grubunun hikayesini içeriyor. Almanya'daki nazizmin etkisiyle adım adım milliyetçi etkilerle ülkesindeki yahudileri kovmak istiyor Irak hükümeti. almanya bu nazizm döneminde irak'ta dahi öyle bir etki gösteriyor ki bir gazete üzerinden gün gün kavgam kitabını arapça yayınlıyorlar. irak yönetiminin zorlaması ile bu aile ve bu yahudi topluluğu hiç bilmedikleri bir kültüre israil'e doğru göç ediyorlar. bu aile ve grup irak'ta kürt kültürüyle kaynaşmış ve o coğrafyayla anılmaya başlamışlar. öyle ki literatüre bile "kurdish jews" olarak girmişler. ancak bu topluluğun çok daha ilgi çekici bir özelliği var ki aramice konuşmaları. uzun süre bir mülteci gibi bir hayat yaşayan bu gruptan yona sabar üni

Roma Kartalları - Marini

   Enrico Marini'nin çizdiği "Roma Kartalları" isimli çizgi romandan Rome dizisi kadar etkilendiğimi söyleyebilirim. Öyle ki olay örgüsü bir çok kez bana Rome dizisini hatırlattı. Hikaye kahramanları Titus Valerius'un oğlu Marcus ve kankardeşi (Asıl adıyla Ermanamer) Gaius Iulius Arminius'un maceralarını içeriyor. Aslında bir Çerusker (Cermen) prensi olan Ermanamer Roma tarafından esir alınmış ve Augustus tarafından Roma vatandaşı ilan edilip eğitilmesi için eski komutan olan Titus Valerius'un eline verilmiştir. Valerius'un genç yaştaki oğluyla birlikte eğitim gören Arminius ona tüm macerada eşlik ediyor.       Enrico Marini'nin çizim tarzı beni diğer çizgiromanlarında da etkilemişti. Roma Kartalları serisini 2007-2013 yılları arasında yapmış ve yazarlığını da kendisi üstlenmiş. Roma dönemindeki evler, sokaklar, sokakta yaşanan ölümler, ticaret, kölelik, ensest ilişki hepsi güzel bir şekilde işlenmiş. Günümüzdeki yaşam ve ahlak anlayışı farkını da

Blacksad: Gölgelerin Arasında Bir Yerde

 John Diaz Canales tarafından yazılmış ve Juanjo Guardino tarafından çizilmiş Blacksad adlı çizgiroman Türkiye'de de çizgiroman okurları tarafından büyük bir ilgi gördü. Öyle ki bu çizgiroman'ın başka bir baskısı çıkmadığı için bu süreçte fiyatının beş katına internet üzerinde satan insanlar mevcut. John Blacksad, hikayemizin ana karakteri pardesülü ve yakışıklı bir kedi-dedektif. Kıyafetleri ve tipiyle eski Amerikan filmlerindeki sert detektif, polis tiplemelerini hatırlatıyor.  Bu hikayede bir çok hayvan ve hayvan ırkları normal insan biçiminde tasvir edilerek yeni bir dünya yaratılmış ve bu yeni dünya da bizim dünyamıza epey bir benziyor; Hırsızlık, Cinayet, Irkçılık... Ancak bu sadece benzerlikle kalmıyor ve farklı bir düşünceyle bu dünya John Blacksad'in kafasındaki bir hayalden ibaret olduğunu da düşünebiliriz. Öyle ki birinci bölümün sonunda şu monolog yer alır: "Artık böylesi bir dünyanın mahkumu olmuştum. Kodamanların yoksulları kemirdiği, İnsanların hayva

Asteriks ve Roma Dünyası

  Galyalı Asteriks'in Maceraları, 1961'de Albert Uderzo'nun çizdiği ve René Goscinny'nin yayınladığı çizgiroman ile birlikte başladı. Aşağı yukarı Türkiye'de de herkesin bildiği ve sevdiği bir çizgiroman karakteri Asteriks. 1977'ten beri de Uderzo, Gosciny'nin ölümünden itibaren çizgiromana kendisi devam etmiş.   Hikayeyi özetlemek gerekirse Asteriks, küçük bir Galya köyünde yaşamaktadır. Roma en büyük dönemindeyken Galya'nın bu küçük köyü ise Roma'ya karşı direnmektedir. Galyalılar her defasında gelen Roma askerlerini defetmeyi başarmışlar ve bu başarıda baş kahramanlar Asteriks ve Obeliks olmuştur.   Böyle bir çizgiroman tarihi bir gerçeği yansıtmadığı düşüncesiyle okumuş olsak da tanıtmak istediğim bu kitap bize farklı bir fikir sunuyor. Kitabın editörlüğünü Kai Broders isimli bir tarihçi yapmakla birlikte, Werner Dahlheim, Thomas Grunewald ve Wolfgang Will gibi tarihçiler tarafından yazılmış makalelerden oluşuyor. Yani kısacası tarihçiler

Bir Günlüğün Peşinde Michael Portillo

Michael Portillo'nun sunduğu " Büyük Kıtada Demiryolu Seyahatlari " isimli bir bbc belgesel serisi var. Bu belgeselde Michael Portillo Avrupa kıtasını demiryolu ile geziyor. Fakat bu programı ilgi çekici yapan bir diğer nokta var. Elinde George Bradshaw'ın 1839-1853 yılları arasında yazdığı rehber kitabındaki önerilere göre seyahatini yönlendiriyor. Elindeki kopya ise 1913 yılında basılmış. Avrupa seyahatini 1850'lerin algısı ile görüp gezmesi programın tüm akışını ilginç hale getiriyor.   Daha fazla karışmayarak izlemenizi öneririm , Türkiye' de Bloomberg kanalında cumartesi akşamları saat 21:45'te yayınlanmakta.  Viyana Bölümü: Almanya Bölümü

KEMİK!

Aylık mizah dergileri arasında Kemik dergisi hakkında söylenecek çok şey olduğunu ve Türkiye'deki mizah dergilerinin çizgisiz ve değişik mizahın son dergilerinden biri olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda bu dergiye karşı büyük bir özlem içindeyim. Bu yüzden dergideki bir çok isim ve köşeden az az bahsedip dergiyi anlatmak istiyorum. İlk başta Lombak kıyağı olarak cep boyutunda Lombak dergisinin arasında çıkmaya başlamıştı. Bu sebeple bu macerayı anlatmadan önce Lombak dergisine değinmekte fayda var. Lombak dergisi o dönemde de öncesinde ve sonrasında da bence çok iyi başarıya sahipti. Usta çizerlerle bezeli dergide her çizer aylık 3 ila 8 sayfa arası hikaye-çizim yapıyordu. Lombak sabahlamalarında öldüklerinden bahsediyorlardı bazen(Ersin Karabulut'un eski siyah beyaz sandık içi sayfalarında bahsettiği otobüste ayakta uyuma travması gibi). Bu emekle beraber ortaya çıkan hikayeler umuyorum ki bir çok insan için unutulmaz ve efsane olmuştur. Aynı L-manyak efsanesi gibi. Ki Lomb

Je Suis Charlie Hebdo

 Paris'te, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun binasında bugün gerçekleşen kanlı katliamda ölenler arasında dünyaca ünlü Fransız çizerleri; Jean Cabut (76) Tignous (58) Philippe Honore (74)   Georges Wolinski 'nin (81) de bulunduğu öğrenildi. Katliamın gerçekleştiği Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun 2009 yılından beri Genel Yayın Yönetmeni olan ve 'Charb' takma adını kullanan karikatürcü  Stephane Charbonnier  de (47) kanlı saldırıda hayatını kaybetti.  Kanlı saldırıda ölen 12 kişiden, ikisi polis, diğerleri dergi çalışanları... Hem de ellerini, kollarını sallaya sallaya girdiler daha önce de kundaklanmış olan bir derginin binasına. Paris'te saldırı sonucu 12 kişinin öldüğü 20'ye yakınının yaralandığı mizah dergisi Charlie Hebdo'nun kökleri bir dönemlerin en uçuk mizah dergisi olan, Türkiye'de pek çok mizahçıyı-karikatürcüyü ciddi anlamda etkilemiş bir yayın olan "Harakiri"ye dek gider.   1960 yılında "Har

Kene/The Tick (Kaşıık!)

 Kene 1994 yılında amerikan yapımı süper kahramanımız aslında biraz da anti-kahraman diyebiliriz. İlk olarak Türkiye'de 90'ların sonunda 2000'li yılların başında Fox kids/Jetix kanalında yayınlanan seri güzel bir çeviri ile esprileri aklıma yer edinmişti.  Keneyi anlatmak gerekirse Kene bir yandan, binalardan binalara zıplayarak atlayan, bina bittiğinde ise taksiye binmek için aşağı atlayıp kötüleri yakalama peşine düşen dünyayı koruyan "saf" bir ana karakter rolünde. Bir taraftan da "salak"lığı çizgifilm boyunca gün yüzündedir. Bir nevi aslında "kahraman" karakterleriyle dalga geçen bir seri.  Bir bölümden alıntıyla anlatmak gerekirse Kene bir kafede otururken dışarıda bir şekilde kıyamet kopar ve polis sirenleri çalmaya başlar. Kene içeride oturup sıkılmış, bezmiş şekilde oturan süper kahramanlara bakar ve bağırır "ne duruyorsunuz hadi! dışarıda kötülükler kol geziyor!" yarasa adam da bıkkın bir halde "ne olmuş yani

Tilki Vezir (Iznogoud)

 Fransız yapımı Tilki Vezir adlı çizgi roman Rene Goscinny ve Jean Tabary tarafından hazırlanmış sonrasında çizgi filmi ve filmi çekilmiş bir eser. Orjinal adı Iznogoud(isnogud) olan çizgi romanın Tilki Vezir ismini Yalvaç Ural vermiş ve Türkiye'de genelde bu isimle tanınmıştır. Bundan öncesinde "Aşağılık baş vezir saksağan paşa" ismi ile birkaç dergide yayınlanmış ancak çevirisi kime ait bilinmiyor (ya da ben bulamadım)  Herkesin aklında yer eden "Je veux être calife à la place du calife" "Halife üstüne halife olacağım!" şeklinde bağırması olmuştur. Sinirlendiği zaman bize Joe Dalton'u da anımsatır.  Çizgi roman Türkiye'de ilk olarak 1980'lerde Hürriyet Çocuk'ta çıkmış, ancak tam hikayeleri 2001-2002 yılında ardı sıra Miço dergisinde yayınlanmıştır. Çizgi Filmi de 1990'larda Show TV üzerinde gösterilmiş. Milliyet Çocuk dergisinin belki de en iyi tarafı bazı iyi Fransız ve avrupa yapımı çizgi romanların türkçeye çevirip parça

Afacan Louie

 Türkiye'de Afacan Loiue adında ilk defa Fox Kids (sonrasında Jetix, öncesinde maxi) kanalında yayınlanarak bizim anılarımıza yer edinmişti. Louie 'nin hikayesine yakından baktığımızda ise hem biraz gerçek bir hikaye hem de komedi gösterisine hazırlanmış eğlenceli espriler bulabiliyoruz. Louie Anderson isimli kahramanımız internet üzerinde paylaşımlar bulunmakta ve yine bize hayatıyla ilgili ilginç anılar ve bizim de onun hayatını ne kadar yakından paylaştığımıza dair fotoğraflar paylaşmakta. Son olarak paylaştığı fotoğraftaki kişi ise gerçek Andy Anderson:  Hikayeyi bilmeyenler için aydınlatmak gerekirse Louie sekiz yaşında ABD'nin Wisconsin eyaletinde bizim sadece TV üzerinden edindiğimiz tipik amerikan aile kültüründe huysuz gazi bir baba ve tatlı bir anne ile yaşayan çocuktur. Babasının "Bunu duydum!" lafı ve esprileri çizgi filmin çoğunu oluşturuyor. Babası sinirli, huysuz, aksi birisi olarak hikayeye renk katıyor her zaman. Bir bölümde ailece uçan balon